1807'de İsviçreli François Isaac de Rivaz, hidrojenle çalışan içten yanmalı motora sahip ilk dört tekerlekli aracı tasarladı.

1860: Fransız mühendis Etienne Lenoir, hidrojen bazlı içten yanmalı motora sahip büyük bir ulaşım aracı olan "Hipomobil"i geliştirdi. 1863'te bir deneme yolculuğunda Paris'ten Joinville-le-Pont'a başarıyla gitti.

1941: Nazi rejimi birliklerinin Leningrad kuşatması sırasında ve benzin kıtlığı nedeniyle Rus askeri ve tamirci Boris Shelishch, 200 GAZ-AA kamyonunu başarıyla hidrojen gazıyla çalışacak şekilde dönüştürdü; öncekinden daha sorunsuz.

1966 General Motors Electrovan, bilinen ilk hidrojen yakıt hücreli otomobildir.

1970'lerin petrol krizi, hidrojen yakıt hücreleriyle ilgili önemli araştırmaları ateşledi ve on yılın sonunda çoğu otomobil üreticisinin FCV modelleri vardı.

Hidrojen en basit kimyasal elementtir (yalnızca bir proton ve bir elektrondan oluşur) ve evrende en bol bulunan elementtir ve ayrıca su (H2O) ve organik bileşiklerin çoğu gibi çok çeşitli kimyasal bileşikler oluşturan diğer elementlerle birlikte görünür.

Oda sıcaklığında renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır. Havadan yaklaşık 14 kat daha hafif olan var olan en hafif elementtir. Molekülü, bir kovalent bağ ile birleştirilmiş iki hidrojen atomundan (H2) oluşur.

Saf hidrojen, her zaman diğer bileşenlerin bir parçası olarak bulunduğundan doğada doğal olarak bulunmaz, bu nedenle diğer ham maddelerden çıkarılması gerekir.

GRİ HİDROJEN

Buhar reformasyonu yoluyla, H2 ve CO2 üreten Doğal Gazdan hidrojen elde edilebilir.

MAVİ HİDROJEN

Mavi Hidrojen, gri hidrojenle aynı şekilde üretilir, tek fark bu durumda CO2'nin toplanması ve depolanmasıdır. Depolanan bu CO2, kolayca depolanabilen bir tuz olan H2Co3 oluşturmak üzere buharla işlenebilir ve aynı zamanda sentetik yakıtların üretiminde de kullanılır.

YEŞİL HİDROJEN

Suyun elektrolizi ile üretilir. Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik, su molekülünü parçalamak ve hidrojen ve oksijen üretmek için kullanılır. Diğer hidrojen türlerinin aksine, yeşil hidrojen Co2 üretmez. Kirletmez. Yeşil hidrojen hakkında daha fazla bilgiyi glpautogas.info adresinde bulabilirsiniz.

Tamamen elektrikli araçlar gibi, yakıt hücreli elektrikli araçlar da (FCEV'ler) bir elektrik motoruna güç sağlamak için elektrik kullanır. Diğer elektrikli araçların aksine, FCEV'ler tek bir pilden elektrik çekmek yerine bir hidrojen yakıt hücresi kullanarak elektrik üretiyor.

Bu arabalarda hidrojen, elektriğin üretildiği yakıt hücresine yönlendirilir. Bu pilde saklanır. Çok fazla enerjiye ihtiyaç duyulmadığında tekerleklere iletilen elektrik sadece aküden gelirken, daha fazla enerjiye ihtiyaç duyulursa yakıt hücresinden gereken elektrik de kullanılacaktır.

YAKIT PİLİ

Yakıt hücreleri, reaksiyonu elektrik üreten O2 ile H2'nin füzyonunu gerçekleştirir. Yakıt hücrelerinin çalışma sıcaklığı yaklaşık 80ºC, çalışma basıncı 1 ila 3 bar arasındadır. Yakıt pillerinin enerji verimliliği %50 civarındadır, ancak araştırmalar bu verimliliği artıran yeni modeller geliştirmektedir.

H2 DEPOSU

Hidrojenin depolandığı yüksek basınçlar nedeniyle depo, aracın temel bir unsurudur. Şu anda, hidrojeni depolamak için kullanılan tanklar en yeni nesil malzemelerden üretiliyor, hala silindirik ve içi boş.

Araçlara yönelik bu tanklar, 350 ila 700 bar arasında hidrojen depolar. 700 bar'da 160 litre hacimde 5 kg H2 depolanabilir.

Ancak yeni araştırmalar, farklı bir depolama biçimine işaret ediyor. Bu yeni kaplar, aynı malzemenin parçacıklarıyla iç içe geçmiş hidrojeni depolayacak ve 5 kg hidrojeni 100 bar'da depolayabilen, İngilizce'de "Interstitial Hydride" olarak bilinen teknolojiler gibi, daha düşük basınçlarda daha büyük bir depolama kapasitesini destekleyecektir. 700 bar'da 20 ila 80 kilogram hidrojen.

DOLDURMA BAĞLANTISI

Kullanım basıncına bağlı olarak standartlaştırılmış üç tip vardır:

TK25

350bar basınç için, otobüs ve kamyonlar için kullanılır ve data bağlantısı vardır.

TK16

700 bar basınca sahip araç ikmal tesislerinde yaygındı, ancak özel araçlar için standart olarak yerini TK17 alıyor

TK17

700 bar'da hidrojenle çalışan araçlarda standart haline gelen dolum sistemidir.